30 Nisan 2016 Cumartesi

Bir Anka Kuşu

  • Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi
    Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi
    Anne beni söğüdün gölgesinde vurdular
    Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi
    Üşüştü birer birer çakallar üzerime
    Üşüştü her bir yandan göğsüme ciğerime
    Anne beni leş gibi yiyip talan ettiler
    Teşhis edilmek için savurdular önüne
    Yeryüzündeki acıların
    Hepsini hepsini tattım
    Heder oldum ekmeğime tütün kattım
    Beni milyon kere yaktılar üstüste
    Bir Anka kuşu gibi anne
    Kendimi külümden yarattım
    Geceler tanır beni konarım göçerim ben
    Geceler tanır beni kan damlar içerim ben
    Anne sen beni unut karanlığın bağrında
    Kırmızılar ekerim siyahlar biçerim ben
    Suçüstü yakalandım bölüşürken kalbimi
    Suçüstü kelepçeyle yardılar bileğimi
    Anne ben diyar diyar umudun savaşçısı
    Bir tutam sevgi için dağladım gözlerimi
    Prometeus'tum çiviyle çakılırken taşlara
    Ciğerimi kartallara yedirdim
    Spartakus'tüm köleliğin çığlığında
    Aslanlara yem oldum tükendim
    Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum
    Kerbela çölünde Hüseyin
    Zindanlarda Cem Sultan sehpada Pir Sultan
    Kaçıncı ölmem kaçıncı dirilmem bu
    Tanrılardan ateş çaldım
    Yüzyıllarca tutuştum üstüste yandım
    Bir Anka kuşu gibi anne
    Kendimi külümden yarattım
  • Yusuf Hayaloğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder